Adamın biri köyden kasabaya alışveriş yapmak için gider
yol bayağı uzun olunca adamda kasabada yemek yeyip
köyüne öyle dönmek ister bi lokantaya girer garsondan
bir çorba ister ve masasına bırakıldıktan sonra afiyetle
yemeye başlar bu arada alaycı garsonda köylüyü görünce
bununla bi dalga geçeyim de ömrü boyunca anlayamasın der.
Adam çorbasını bitirince garson hemen yanında biter ;
-ehemm efendim arkadan ne alırdınız?
köylü birden kızarır ama alttada kalmaz hemen cevabı yapıştırır!
-sen önümdekini kaldır sonra döner verirsin!!!
Ögretmen sigara içerken bir ögrenciyi yakalar. Hemen ögrencinin ailesine haber verir. Ailesi falan gelir. Ertesi gün ögrenci sınıfa çok üzgün gelir. Ögretmen onu görünce gülerek ” Noldu çok mu kızdı baban sana” der.. Ögrenci ise üzgün şekilde: – Evet çok kızdı, o kadar para veriyom ala ala LARK mı alıyon lan eşşoleşşek dedi.

Feministler toplanıp bir karar almışlar. Demişler ki:
-Gidip kocamıza diyeceğiz ki,
-”Bundan sonra kendi bulaşığını, çamaşırını kendin yıkacaksın. Ben artik karışmayacağım.”
Neyse orada bizi Türk bir kadın da varmış tabii. Kararı sırtlamış memlekete dönmüş. Aradan 6 ay geçince yeni bir toplantı yapmışlar. Başkanları alınan en son kararın uygulama sonuçların sormuş.
Alman Kadın:
- Gider gitmez kararı hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulaşığını kendin yıkayakcaksın. Ben hiç karışmayacağım dedim. Bir gün birşey göremedim. İkinci birşey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulaşığı yıkamaya başlamış.
Fransız Kadın:
-Gider gitmez kararı hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulaşığını kendin yıkayakcaksın. Ben hiç karışmayacağım dedim. Bir gün birşey göremedim. İkinci birşey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulaşığı yıkamaya başlamış.
Sonra sıra bizim Türk kadına gelmiş:
- Aldığımız karar icabı gidip kocama bundan sonra bulaşığı benim yıkamayacağımı, o devrin bittiğini, bundan sonra kendisinin yıkaması gerektiğini söyledim. Bir gün birşey göremedim. İkinci gün bir şey göremedim. Üçüncü gün sol gözüm yavaş yavaş görmeye başladı … 
-Ülkenin birinde bakan,kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.
-Nihayet;Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve
-İlan etti; Pazar günü saat 10′da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek.
-Pazar sabahı saat 10′da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde su başlık okundu
-Bakan yüzme bilmiyor!
Yatılı bir okulda müdür okulun kurallarını anlatıyordu:”Hiç bir erkek kızlar pansiyonuna giremez! Eğer yakalandığınız taktirde ilk seferde 50 milyon ikinci seferde 100 milyon ve üçüncü kez yakalanırsanız tam 200 milyon para cezası ödersiniz ve bu rakam her yakalanışınızda katlanarak artar!” O sırada arka taraftan biri müdüre seslenir:”Hocam yıllık biletlerde indirim var mı?”
Birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun, temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş. 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş, temele, hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun? demişler temel; bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur
Düğün gecesi kayınpeder damatla dalga geçiyormuş:
- Bakalım
demiş,
- Aslanlar gibi gerdeğe bu gece mi gireceksin yoksa fareler gibi ertesi geceyi mi bekleyeceksin?
Damat sırıtarak cevap vermiş:
- Ben tilki gibiyimdir efendim, dün gece girdim:))
Temel ile Dursun güzel bir bahar gününde köyün
yüksek bir tepesine çikmislar. Manzaranin keyfini çikarirken
birden Temel’in gözü içerisinde ineklerin otladigi köyün mezarligina ilismis. Dursun’a dönmüs ve:
-Ula Tursun! Sende pirgün öleceksun, sonra seni aha
su mezarluga gömeceguz. Orada topraga karisacaksun.
Sonra ot olarak yeniden büyüyeceksun. Sonra seni su inek yiyecek.
Sonra da seni sçacak.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Tursun!!
Neydiiin ne oldin?"
Tabii Dursun önce ne diyecegini sasirmis. Sonra o da Temel’e
dönmüs:
- Ula Temel sende pirgün öleceksun. Seni aha su
mezarluga gömeceguz. Orada sende toprak olacaksun.
Sonra ot olarak püyüyeceksun. Sonra seni su inekler yiyecek. Sonra
seni sçacaklar.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki:
"Ula Temel! Sen hic degismeyeceksun!! :))
Iki Alman, Hans ile Mans Türklerin rakidan ne anladiklarini merak edip bir gece meyhaneye gitmeye karar vermisler. Meyhaneden içeri girip acemi bakislar ile etrafa baktiktan sonra, yan masa ne siparis ettiyse aynisini siparis edip içmeye baslamislar rakiyi..
Birinci kadehin sonunda Hans Mans'a sormus.. Mans bir sey hissediyor musun? Hayir Hans.. devam edelim içmeye.. Bir süre sonra yedikleri mezelerin de esliginde ikinci kadehe baslamislar.Bu sefer Mans dayanamamis ve..
- Hans demis..Hans...Birsey anladin mi?
- Hayir..devam et...
Üçüncü kadehi de bitirdikleri sirada Hans tekrar Mans' a sormus..
- Ne hissediyorsun Mans?
Mans agir agir gözlerini kaldirmis..
- Ne hissettigimi s..tir et de Hans...Ne olacak bu Almanya'nin durumu????
)